Amerika İnsan Hakları Mahkemesi, insanların sağlıklı bir iklimde yaşama hakkına sahip olduğunu ilan ederek devletlerin ve şirketlerin iklim krizine karşı sorumluluklarını netleştirdi.
Amerika kıtasının en yüksek insan hakları mahkemesi tarafından alınan tarihi karar, iklim değişikliğiyle mücadelede yeni bir sayfa açtı. Inter-American Court of Human Rights (IACHR), ilk kez insanların sağlıklı bir iklimde yaşama hakkına sahip olduğunu ilan etti. Bu karar, devletlerin ve şirketlerin iklim krizi karşısındaki sorumluluklarını açıkça ortaya koyan güçlü bir mesaj niteliği taşıyor ve iklim adaleti hareketi için dönüm noktası olarak kabul ediliyor.
Amerika İnsan Hakları Mahkemesi, Şili ve Kolombiya tarafından yapılan başvuru sonrasında, iki yıl boyunca hükümetlerden, şirketlerden ve yerel topluluklardan gelen 260’tan fazla yazılı başvuruyu değerlendirdi. Mahkeme, Kosta Rika’nın başkenti San Jose’de düzenlenen açık duruşmada, kararını yargıç Nancy Hernandez aracılığıyla açıkladı. Bu karar, iklim değişikliği ile insan hakları arasında açık bir bağlantı kuran ilk IACHR kararı olarak kayda geçti.
Yargıç Hernandez açıklamasında, “Duruşmalar ve başvurular sırasında gördüğümüz kanıtlar artık kayıtsız kalınamayacağını gösteriyor. Hukukun katkısı önemli, fakat başarı yalnızca hukuka değil, hepimizin ne yaptığına bağlı” diyerek, kararın kapsayıcı etkisine dikkat çekti.
Kararda ilk kez, sağlıklı çevre hakkının alt kategorisi olarak “sağlıklı iklim hakkı” tanımlandı. Bu hak, doğa ve insan için tehlike oluşturan insan kaynaklı müdahalelerden arındırılmış bir iklim sistemi olarak ifade ediliyor. Böylece iklim krizine karşı korunma, temel insan haklarından biri olarak uluslararası hukukta yerini aldı.
230 sayfalık kararda, devletlere önemli yükümlülükler hatırlatıldı:
Emisyonların mümkün olan en iddialı şekilde azaltılması için işbirliği
Çevresel etki değerlendirmeleri yaparak zararların önlenmesi
Fosil yakıtların keşfi, çıkarımı ve işlenmesinin denetlenmesi
Çimento ve tarım sektörlerinin iklim üzerindeki etkilerinin kontrol altına alınması
Mahkeme ayrıca, tarihsel olarak daha fazla emisyon üreten şirketler için farklılaştırılmış yükümlülükler getirilmesi gerektiğini belirtti. Bu şirketlere daha sıkı seragazı emisyonu düzenlemeleri uygulanması, kararın önemli vurguları arasında yer aldı.
Danışma görüşü, devletler ve şirketler için yalnızca hukuki bir karar değil, aynı zamanda iklim eylemi için rehber niteliği taşıyor. Mahkeme süreci boyunca, iklim değişikliğinden en çok etkilenen topluluklara ulaşmak için Barbados ve Brezilya’da saha ziyaretleri ve duruşmalar gerçekleştirildi. Süreç, IACHR tarihinde en yüksek katılımlı danışma süreci olarak kaydedildi.
Uluslararası Çevre Hukuku Merkezi’nden avukat Luisa Gomez, kararı “yenilikçi” olarak nitelendirerek, hukuk mücadelesi ve politika geliştirme için yeni araçlar sunduğunu belirtti. Şili Dışişleri Bakanlığı’ndan Catalina Fernandez ise kararın, devletler için “daha talepkâr bir standart” oluşturduğunu ifade etti.
Geçtiğimiz yıl Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, İsviçre’nin emisyonları azaltmada yetersiz kaldığı gerekçesiyle vatandaşlarının insan haklarını ihlal ettiğine karar vermişti. Benzer şekilde, Uluslararası Adalet Divanı’nın (ICJ) da bu yıl içinde devletlerin iklim değişikliğiyle mücadeledeki hukuki yükümlülüklerine ilişkin danışma görüşü sunması bekleniyor. Uzmanlar, ICJ’nin vereceği kararın da IACHR kararından etkileneceğini öngörüyor.
Pasifik ada ülkesi Vanuatu’nun İklim Bakanı Ralph Regenvanu, kararı şöyle değerlendirdi:
“Bölgesel ve uluslararası tüm mahkemelerin, iklim adaletinin ilerletilmesinde önemli bir rolü vardır. Bu kararlar, küresel Güney’in iklim krizi nedeniyle maruz kaldığı tarihsel adaletsizlikleri telafi etmeyi amaçlayan daha bütüncül bir yaklaşımın önünü açıyor.”
Bu karar, iklim değişikliğinin yalnızca çevresel bir sorun değil, aynı zamanda insan hakları meselesi olduğunu bir kez daha kanıtlıyor. Artık devletler, şirketler ve tüm sektörler için daha yüksek standartlar belirleniyor. Karbon ayak izini ölçmek, azaltım stratejileri geliştirmek ve şeffaf raporlama süreçlerini yürütmek, yalnızca gönüllü sürdürülebilirlik projeleri değil, temel insan haklarını korumanın da bir yolu haline geliyor.
CO2 Manager olarak bizler, geliştirdiğimiz çevreci yazılımlar ve danışmanlık hizmetleriyle, işletmelerin yasal ve etik yükümlülüklerini yerine getirmelerini destekliyoruz. Çünkü biliyoruz ki, sağlıklı bir iklim geleceği, bugünden atılacak somut adımlarla mümkün olacak.
Kaynak: Mahkemeden Tarihi Bir Karar: Sağlıklı İklim Bir İnsan Hakkıdır – İklim Haber, 8 Temmuz 2025